Karadeniz, tarih boyunca coğrafi konumu gereği, Doğu ile Batı arasında ticarî ve siyasi ilişkilerin en önemli bağlantı noktalarından biri olarak, Asya içlerinden Akdeniz havzasına uzanan ticaret yollarının güzergâhı olmuş, Pers, Antik Yunan, Roma ve Bizans gibi farklı güçlerin askerî ve ekonomik politikalarında stratejik bir rol üstlenmiştir. Bizans döneminde “iç deniz” kimliğiyle sınırlı bir alana sahip olan Karadeniz; Venedik, Cenova ve Pisa gibi İtalyan şehir devletlerinin etkinliğinde Kefe, Tana, Trabzon ve Galata gibi merkezlerde oluşturdukları kolonilerle, bir yandan ticarî akışı sağlarken; diğer yanda bölgenin çok kültürlü yapısıyla, uluslararası ilişkilerini şekillendirerek, yeni aktörlerin ortaya çıkmasının yolunu açmıştır.
Altın Orda Devleti ile kurulan ilişkilerin devamında, Timur’un Kırım ve Trabzon üzerinden Tebriz’i yeni bir merkez hâline getirme girişimiyle, Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethetmesinin ardından Galata ve Güney Karadeniz limanlarını denetim altına alması, bölgenin uluslararası ticaret karakterini önemli ölçüde sınırlandırmış, Osmanlı hâkimiyetinde Karadeniz, bir iç deniz konumuna gelerek, uluslararası ticaretin çok yönlü niteliğini yitirmiştir. Bu çalışma, Karadeniz’in Antik Çağlardan Osmanlı’nın yükselişine kadar geçen sürede, farklı dönemlerdeki güç mücadelelerini, ticaret yollarının yönelimini, kolonilerin kuruluş ve işleyişiyle, bölgenin stratejik önemini ortaya koyan kapsamlı bir araştırmayı içermektedir.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.