18. yüzyılın sonlarından Çarlık Rusyasının Dış politikası, Karadeniz’le Akdeniz’i bağlayan Boğazlar meselesidir. Boğazların ele geçirilmesi, Osmanlı Devleti yönetiminde olan Balkanlar için kilit öneme sahiptir. Balkanları, Slav ve Ortodoksluğu bölge üzerindeki amaçlarını gerçekleştirmenin bir aracı olarak gören Çarlık Rusyasının, Osmanlı Devleti aleyhine diğer bölgelerde olduğu gibi Balkanlarda da ilerlemesi, Osmanlı yönetimi kadar Batı’yı da rahatsız etmesi üzerine Avrupa devletleri, Osmanlı Devleti ile birlikte Kırım Harbiyle Rusya’ya karşı savaşa girerek, Rusya’yı ağır bir yenilgiye uğratırlar. Rusya bu yenilgiyle Akdeniz, Balkanlardan uzaklaştığı gibi, Karadeniz’deki askerî varlığına da ağır darbe alır. Tuna bölgesinden Karadeniz’de askerî varlığı zayıflayan Rusya için Balkanlardaki kazanım ve etki alanlarından vazgeçmesi kolay değildir. Tam da bu aşamada Rusya’ya Balkanlarda varlığını devam ettirme yolunda sivil bir toplum örgütü olarak Panslavist (Slavyanofiller) hareket ortaya çıkar. O zamana kadar Rus yönetiminin farkında olmadığı bu hareketin ideolojisi, Balkanlarda Rus Dış politikasının çıkarları doğrultusunda Slav birliğini öngören, yeni kurulacak olan “Slav Yardımlaşma Cemiyeti” tarafından temsil edilerek, bu şekilde Osmanlı Devleti ve Batı’nın da dikkati perdelenecektir. Rus yönetimi tarafından kabul gören Panslavist hareket, bundan sonra Rus dış politikasının etkin bir aracı hâline gelir.
Bu çalışma, Slav Yardımlaşma Cemiyetlerinin kurulması, Rusya ve Balkanlarda teşkilatlanması, cemiyetin Rus devleti, Bakanlıkları ve Rus kilisesi ile olan ilişkileri yanısıra 1853 Kırım Harbi ile ‘93 Harbi arasında cemiyetin barış zamanında Balkan halklarına yönelik dil, kültür, eğitim vs. faaliyetleri, savaş zamanlarında ise, Balkan halklarının Osmanlı Devleti’ne karşı örgütlenmesi ve gönüllü silahlı birliklerin oluşturulması faaliyetlerini içermektedir.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.